Enver GÜLER


ALİLERİN, ÂLİMLERİN VE VELİLERİN ŞEHRİ: HASANKALE’NİN HİKMETİ

Hasankale’nin hikmet dolu esnaf kültürünü anlatan bu anıda; bir dükkânın boş raflarında değil, bir sözün bereketinde saklı olan irfan yeniden hayat buluyor.


Erzurum’da gazetecilik mesleğini yürüttüğüm yıllarda, bir gün doğup büyüdüğüm topraklara Hasankale’ye, yani Pasinler’e gideyim dedim. İnsan memleketine gidince havası başka, kokusu başka, hatırası bambaşka oluyor. Çarşıda ağır ağır gezerken, İbrahim Hakkı Hazretleri Camii’nin bulunduğu tarafa doğru yolumu çevirdim. Matbaacı abim, rahmetli Rıfat abiyi hatırlayıp onun dükkânına uğramak istedim. O güzel insanın yokluğunu bir kez daha içimde hissettim.

Vakıf dükkânlarının olduğu yere geldiğimde bir şey dikkatimi çekti. Bir dükkân bomboş… Ne mal var ne eşya… Sadece vitrin camında kocaman bir yazı:


“Laf alınır, laf satılır.”

Merak edip içeri girdim.
“Selamünaleyküm Nafiz emi,” dedim.
“ Enver efendi,” diye karşıladı beni.

Bir iki hâl hatır sorduktan sonra çıkmak için kapıya yöneldim. Nafiz emi, arkamdan seslendi:
“Allah bereket versin!”

Geri döndüm, tebessüm ederek,
“Ama Nafiz emi, bir şey almadım ki… Neyin bereketi?” dedim.
Nafiz emi gülümsedi, o kendine has, eski esnaf duruşuyla:
“Enver efendi,” dedi, “Ben sattım sana. Duvarda yazmıyor mu? Laf alınır, laf satılır…”

O an anladım ki Hasankale sadece bir ilçe değildir.

Hasankale; sözün değer gördüğü, lafın tartıldığı, gönlün incinmesin diye kelimenin bile özenle seçildiği bir medeniyet durağıdır.

Bu memleket; âlimlerin, bilim adamlarının, velilerin toprağıdır.

Her taşı hikmet kokar, her sokağı bir öğüt taşır.

İbrahim Hakkı Hazretleri’nin “Harabat ehline hor bakma, sen bilmezsin hâlini” diyen gönül genişliği; Erzurum erenlerinin vakarı; halkın içtenliği… Hepsi bu toprakların mayasında vardır.

Nafiz emi’nin o gün bana sattığı şey aslında bir laf değildi; bir dersti.

Bir hatırlatma…

Mesele, alınan mal değil; insanı zenginleştiren sözün bereketidir.

Bugün ne çok ihtiyacımız var o berekete…
Lafın ucuzladığı, kelimenin kıymetinin düştüğü, insanların birbirine tahammül bile edemediği şu zamanda; Hasankale’deki o boş dükkânda asılı duran yazının değeri daha da büyüyor:

“Laf alınır, laf satılır.”

Ama öyle her laf değil…

Gönül kırmayan, incitmeyen, doğruyu söyleyen, güzelliği çoğaltan sözler…

İşte Hasankale’nin asıl zenginliği budur:
Pasinler’in mertliği de, İbrahim Hakkı Hazretleri’nin irfanı da, esnafın bereket duası da bu kültürün bir parçasıdır.

Ve bazen hiç farkında olmadan bir dükkâna girip sadece bir söz alırsınız…

Yıllarca cebinizde taşırsınız.