Bir Hocadan Daha Fazlası: Enver Güler;
Bazı insanlar vardır, size yalnızca bir meslek öğretmez. Hayata, insana ve vicdana dair de çok şey katar. Yolunuzu aydınlatır, pusulanız olur, siz farkında bile olmadan karakterinize dokunur.
Benim için o isim Enver Güler’dir.
Onunla ilk tanıştığımda gazeteciliğin yalnızca bilgi aktarmak olmadığını anladım. O, bize haberin bir dil, kalemin bir sorumluluk, satırların ise birer vicdan olduğunu öğretti. Yazının en kıymetli yerinin, bazen yazılmayanlar olduğunu anlatırken aslında hayatı tarif ediyordu.
Enver Güler Hoca'nın sınıflarında yalnızca teknik bilgi verilmezdi. Orada suskunluklar sorgulanır, adalet tartışılır, hakikatin peşine düşülürdü. Her ders, bir gazetecilik manifesto gibiydi. En çok da şu cümlesi aklıma kazınmıştır:
“Haber yazmak cesaret ister. Ama önce doğruyu aramak cesaret ister.”
Bugün sahada, masa başında, mikrofonda ya da kameranın arkasında ne yapıyorsak, onun verdiği o sağlam temel üzerine inşa ediyoruz. Çünkü Enver Hoca’nın öğrettiği gazetecilik, sadece meslek değil; bir yaşam biçimiydi.
O, biz öğrencilerine yalnızca bir eğitimci değil, bir örnek oldu.
Her davranışıyla, her kelimesiyle, "gazeteci olunmaz, gazeteci gibi yaşanır" dedi bize.
Bu satırlar, bir öğrencinin ustasına duyduğu vefanın, hayranlığın ve saygının ifadesidir.
Enver Güler Hocam; iyi ki yolumuz sizinle kesişti.
İyi ki o sıralarda sizin sesinizle büyüdü meslek aşkımız.
İyi ki sizin öğrenciniz oldum hocam.
İyi ki mesleğe sizin gölgenizde, sizin rehberliğinizle adım attım.
Size duyduğum saygı, her geçen gün daha da derinleşiyor.
İyi ki varsınız. Hep var olun. Rabbim size uzun ömürler versin,
Siz yaşarken size teşekkür edebilmek, belki de en kıymetli başlığı atmaktır şu hayatta.
Saygıyla.
ERKAN ÇAKILLI