Yaratılışın en güzel suretinde vücut bulan, ilahi bir nefha ile can bulan varlık: İnsan. O, Rabbimizin yeryüzündeki en kıymetli emaneti, en şerefli misafiridir. Düşünün ki, o yüce kudret, bütün varlıklar içinde sadece ona "eşref-i mahlûkat" (yaratılmışların en şereflisi) unvanını lâyık görmüştür. Bu değer, ne ırk, ne makam, ne de dünyalık bir zenginlikle ölçülür; o, insanın fıtratına, özüne, ruhuna nakşedilmiştir.
Kutsal kitabımızda buyrulur ki: "Andolsun, biz insanoğlunu şerefli kıldık." ( I ,17/70) Bu ilahi ilân, her bir insanın dokunulmaz bir saygı ve sevgiye layık olduğunun en güçlü delilidir. Bir cana kıymayı bütün insanlığı öldürmekle bir tutan, bir canı yaşatmayı ise bütün insanlığı yaşatmakla eşdeğer gören bir inancın mensuplarıyız.
Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz, en zor anlarda bile insana değer vermenin, gönül yapmanın eşsiz bir örneği olmuştur. O'nun merhameti, sadece inananlara değil, bütün varlığa şamil olmuştur. Çünkü biliriz ki, bir kalbi kazanmak, Kâbe'yi imar etmekten daha hayırlıdır.
İnsana değer vermek, aslında kendi özümüze, bizi Yaratan'a saygıdır. Zira O'nun tecellisi, eseri olan bu varlığa gösterilen her incelik, her şefkat, dönüp dolaşıp Rabbimize bir şükür, bir ibadet olur. Bir yetimin başını okşarken, bir dertlinin elini tutarken, bir düşkünü ayağa kaldırırken, ruhumuzun derinliklerinde ilahi bir huzur hissederiz. Çünkü sevgi ve merhamet, kalplerimizdeki imanın en güzel yansımasıdır.
Ey Gönül! İnsan olmanın ağır sorumluluğu ve yüce değeri, omuzlarımızdadır. Unutmayalım ki, bir damla gözyaşını silmek, bir kalbi onarmak, en büyük sadakadır. Gelin, fani dünyanın gelip geçici hesaplarını bir kenara bırakalım. Karşımızdaki insanın da bizim gibi bir ruh taşıdığını, bir kalp taşıdığını, ilahi bir sır barındırdığını unutmayalım.
Sevelim, sevilelim, hoşgörelim, affedelim. Zira İman etmedikçe cennete girilmez; birbirimizi sevmedikçe de gerçek manada mümin olunmaz. Allah'ın yarattığı en güzel esere, insana, sırf insan olduğu için değer vermek; işte imanın en derin, en duygusal ve en samimi tezahürü budur.
Kalplerimiz, yalnızca O'nun sevgisiyle dolup taşsın ve bu sevgi, bütün insanlığa yayılsın...

