2020 DE YAZMIŞ OLDUĞUM ANILARDAN GELEN YAZIMI SİZLERLE TEKRAR PAYLAŞMAK İSTEDİM
Her insan yolunu kendi çizer. Büyüklerimizin dediği gibi ''dökme suyla değirmen dönmez'' .Dönen değirmeni de durdurmaya çalışan kazara değirmen taşının altında ezilirde, kendisinden kaynaklandığını, taşın altına girdiğini, kuyuyu eşerken ayağı kaydığını farketmez... Çünkü düşünce yetisini kaybetmiştir.
27 yıllık evlilik hayatımızda iki insan baş koyduğumuz yoldan dönmedik, pes etmedik. İnsanca yaşamanın en alâsıyla yoklukta bile onurumuzu kaybetmeyerek yetinmesini bildik. Eşim hamallık yaptı, ben de o hamallığı evimde gücümün yettiği, danteldi, örgüydü mantıydı börekti yaparak destekledim.
Sigortalı olsun yaşlılığımız garantide olsun dedik, 16 sene bina görevlisi (kapıcı) olarak aynı binada yaşadık. Ben çocuklarımı büyütürken onlara kardeş gibi çocuklar baktım. Eşim rahatsızlanınca kapıcılık yaptım ve saygınlığımızdan bir şey kaybetmedik hatta tam tersi saygınlığımıza saygınlık kattık. Yaptığımız her işten büyük hazlar aldık. Bizde olan huzur çoğunda yoktu. Hırsımız gücümüz kadar ve en helâli alnımızın teriydi. Kimsenin bir kuruşuna tenezül etmedik, kuruşumuza tenezül edildiyse daha da gururlandık çünkü hiç bir zaman büyümeye çalıştıkça küçülenlerden olmadık....
Nihayet emeklimize yakın Keyf-i Muhabbet Çay Evimizi açtık. Kayseri'de bu bir ilkti. Hatta haberlerimiz yapıldı çay ocağına kadın eli değdi!
Daha çok insan kitlesiyle karşılaştık. Örnek olduk, imrenilen söylenilen olduk. Eşimle ortaya yüreğimizi, emeğimizi, gecemizi, gündüzümüzü, uykularımızı, yeri geldi çalışmaktan fırsat bulup yemek yiyemeyerek açlığımızı koyduk.
Nelerle karşılaştık nelerle, çok güzel insanlar görüp insanlık ölmemiş dedik.
Tam tersini görüp, bunlar nasıl insan dedik. Ama hiç bir zaman kişiliğimizden, onurumuzdan, insanlığımızdan taviz vermedik...
Biz basamak basamak ilerledik. Kimse bizi çıkın diye arkamızdan itmedi ki, inin diye itebilsin. Bir işletmeyi ancak ve ancak işletmecisi yönetir yönlendirir. Müşteri tercih ederse gelir. Hiç bir müşteri elinden tutup getirilmez. Herkes yakıştığı yerdedir. Edeple gelen lütufla ağırlanır. Saygıyla yolcu edilir...
Kimse kimsenin ekmeğini vermez. Elden gelen öğün olmaz, o da vaktinde bulunmaz misali. Hic bir sebatsızada zorla iş beğendirip, sen yan gel yat biz seni doyuralım denmez.
Şimdi geldiğimiz noktada ise belkide hayatımızın en kritik günlerini yaşıyor, dünyayı saran korona denen illetle hayatımızı idame ettiriyoruz.Ya yarına çıkamazsak, ya çevremizdekileri kaybedersek, ya da kaybetmişsek...
Tesellimiz var bizim.
Kimsenin hakkına, yerine, mevkiine ve hepsinden önemlisi emeğine, ekmeğine göz dilmedik.
GELECEKSE ÖLÜM BUYURSUN GELSİN. GİDERİZ GÜLE GÜLE