Her yıl 29 Ekim geldiğinde, kalbimizde bambaşka bir coşku, derin bir şükran ve tarifi imkansız bir gurur uyanır. Bu tarih, sadece bir günü değil, bir milletin küllerinden doğuşunu, onurunu geri kazanışını ve tüm dünyaya meydan okuyarak kendi kaderini bizzat yazışını simgeler.
Cumhuriyet...
O, sadece bir yönetim şekli değil, Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde, yedi düvele karşı verilen destansı bir mücadelenin, anaların gözyaşının, cephede donan ellerin, 'ya istiklal ya ölüm' diyenlerin kutsal mirasıdır.
Bu bayrak dalgalandıkça, bu topraklarda özgürce nefes alabildikçe, o büyük fedakarlığı bir an olsun unutmamalıyız. Cumhuriyet, bize sadece oy hakkı, seçme ve seçilme özgürlüğü vermedi; aynı zamanda bilimde, sanatta, eğitimde, her alanda "en iyiye ulaşma" azmini, eşit vatandaş olma bilincini ve en önemlisi "insan olma" onurunu bahşetti.
Bugün, Cumhuriyetimizin 102. yıl dönümünde, o ilk heyecanı yüreğimizde taşıyalım. Caddelerde yankılanan marşlar, gökyüzünü süsleyen al bayraklar, çocuklarımızın gözlerindeki parıltı... İşte bu, bizim en büyük gücümüzdür.
Minnettarız...
Bize bu vatanı bırakanlara, canını hiçe sayan şehitlerimize, gazilerimize ve en başta bu destanı yazan Mustafa Kemal Atatürk'e...
Yaşasın Cumhuriyet! Daima ve ilelebet payidar kalsın !